Son yıllarda neyin normal cinsel davranış, neyin anormal cinsel davranış sayılacağı konusunda hem kamuoyunda hem de konunun uzmanları arasında önemli tartışmalar yer almaktadır. Günümüzde anormal cinsel davranış ya da cinsel sapma türlerinin sayısı, bu tartışmalarda seslendirilen görüşlerin sayısının çok gerisinde kalmaktadır.
Bir uçta, yetişkin evli çiftler arasında geçen ve penisin dölyoluna girmesinden ibaret olan cinsel birleşmenin dışındaki her türlü cinsel davranışı sapık ye ahlaksız ilan eden anlayış bulunur. Öbür uçta ise, hiç kimse zarar görmediği sürece yetişkinlerin erotik hazlanı güçlendirmek üzere girişebilecekleri her türlü cinsel ilişkiyi sağlıklı cinsellik çerçevesi içinde kabul eden anlayış bulunmaktadır.
Tarihte hemen hemen bütün cinsel etkinlik biçimlerini doğal ve normal olarak karşılayan, dolayısıyla “cinsel sapma” kavramına yer vermeyen toplumlar olmuştur. Bunlar, sözcüğün modern anlamıyla “liberal” ya da “hoş görülü” toplumlar değildir ama, değişik bedensel-ruhsal zevklere yaşama hakkı tanıyan toplumlardır. Bu toplumlarda bireyler, ancak başkalarını zorladıkları, başkalarının haklarına tecavüz ettikleri zaman cezalandırılırlar. Her iki tarafa da haz ve mutluluk veren cinsel davranışlar, toplumsal olarak da onay görürler.
Ne var ki, insanların her türlü cinsel etkinliği her zaman haz ve mutluluk getirmez. Birçok insanda cinsel dürtüler saplantılı davranışlar halinde ortaya çıkabilir, hatta kimi zaman şiddet ve gaddarlığa dönüşür.
Bazı kimseler cinsel ilişkide belirli dozlarda şiddet öğesinin bulunmasını hoş karşılar, hatta isterler. Ancak normal ve anormal dozlar arasındaki sınırı çizmek oldukça zordur. Hele ilişki içinde olan eşlerden biri eziyet edilmesinden, diğeri de eziyet etmekten zevk alıyorsa, çizilecek sınır, yaşam sınırı bile olabilir.
Anormal ya da sapık cinsel davranış ile normal cinsel davranış -bu, tutucu ya da liberal olabilir - arasındaki ayrımı yapmak için genellikle başvurulan kıstaslar, ahlak, hukuk ve tiptir. Soruna ahlak açısından yaklaşıldığında, ilk göze çarpan nokta, belirli bir cinsel davranışa karşı genel tutumun, görelilik gösterdiğidir. Yani bir davranış belirli bir çağda ya da toplumda kabul görürken başka bir çağda ya da aynı çağda ama başka bir toplumda reddedilmekte, kınanmaktadır.
Kültürler arasında cinsel davranışlarla bağlantılı ahlak kaygıları ve yargılar değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla bir davranışı cinsel sapma olarak belirlemeden önce, tarihsel ve toplumsal görelilik etmenlerini dikkate almak gerekir. Bilinen bir örnek verecek olursak, eşcinsellik Eski Yunan’da geniş kabul ve hatta itibar görmüşken, iş gücüne büyük gereksinim duyulan burjuva toplumunun kuruluşunda ve sanayileşmenin başlangıcında kınanmış ve cezalandırılmıştır.
Günümüzdeki toplumlar arasında da bu konuda farklar vardır: bazılarında eşcinsellik yasaklanırken diğer bazılarında yalnızca hoşgörülmekte, Batı’nın ileri sanayi ülkelerinden pekçoğunda da normal cinsel davranışlar kategorisi içinde kabul görmektedir.
Bir davranışın onaylanmadığının belirtilmesinde genellikle kullanılan yol, o davranışı yasa dışı ilan etmektir. Çoğu durumda olduğu gibi cinsellik konusunda da hukuk ve yasalar, toplumda egemen olan ahlak kurallarından ve dinsel inanışlardan kaynaklanır. Dolayısıyla bunların da, ahlak anlayışları gibi toplumdan topluma ve çağdan çağa değişiklik göstermesi yani göreli olması kaçınılmazdır.
Günümüzde giderek yaygınlaşan yaklaşım, bir cinsel davranışın normal olup olmadığına, tıbbi kıstaslara ve özellikle ruh sağlığı standartlarına bakarak hükmetmek biçimindedir. Bazı edimler patolojik bir durumun varlığına işaret ederler.Bunların hangi eylemler olduğunu tesbit etmek konusunda kararı veren giderek din/ahlak ve devlet/yasa olmaktan çıkmakta, ruhbilimciler ve seksologlar daha etkin ve belirleyici bir konum kazanmaktadırlar. Cinsel ifade türlerinin, kadın ve erkeğin yüzyüze bulunduğu ve penisin dölyoluna girdiği cinsel birleşme duruşundan çok daha geniş yelpazeye yayıldığını ileri süren bu tıp uzmanları, genellikle çiftlerin birbirlerini mastürbasyonla orgazma getirmelerini, ağız yoluyla doyumu ve makat girişli cinsel birleşme duruşlarını normal kabul etmektedirler.
Burada varsayım, bu kimselerin, penisin dölyoluna girdiği olağan cinsel birleşme ile doyuma ulaştıkları ve diğer yöntemlere bir çeşni olarak başvurduğudur. Oysa bazı kimseler olağan cinsel birleşmede bulunamayıp, ancak çocuklarla ya da hayvanlarla veya dövülerek ya da aşağılanarak cinsel doyuma ulaşırlar. İşte bunların davranışları ruhbilimciler tarafından, cinsel sapma olarak nitelenir.
0 yorum:
Yorum Gönder